SIIR (1)
ARTIK BÜYÜDÜM
Bahardı doğduğumda.
Çiçek tomurcuklarıyla uyandım keşmekeşliğe..
Gördüğüm her yer yeşildi bana Ogün.
Kırmızının ihtirasını bilmezdim,sarinin kaprisini.
Daha suyun saflığından bile haberim yoktu.
Bahardı doğduğumda,
Çiçek tomurcuklarıyla uyandım keşmekeşliğe.
Sonbahar ağladı sonra üstüme,kahverenginin kasvetini sundu bana,
Sonra kış ayazı çarptı yüzüme üşüdüm.
Beyazın kirli yüzü değdikçe yüzüme üzüldüm.
Ama artik büyüdüm.

HÜZÜNLÜ
HÜZÜNLÜYDÜ GECE O GECE,
HÜZÜNLÜYDÜN SEN,
SONRA GÜNES DOGDU,HÜZÜNLÜ,
HÜZÜNLÜYDÜ GÜN OGÜN,
HÜZÜNLÜYDÜN SEN.
SONRA YAGMUR YAGDI HÜZÜNLÜ
GÖZYASLARIN KARISTI YAGMURA,
KURTULAMAZSIN BU HÜZÜNDEN,
BEN BU MISRALARI YAZDIKÇA.

NEDEN ANNE
Uçmak istiyorum anne bulutlara ulaşmak,
Sonra en tepeden bakmak tüm güzelliklere,
Akdeniz’;in mavisine,Karadeniz'in yeşiline,
Sonra Ankara'nın ayazında üşümeliyim.
Toz bulutu yüreklere inat,
Kar tanesi kalplere inmeliyim sonra.
Ayrılanların yüzündeki hüzün gibi,
Daha dün gibi,bugün gibi,belki yarin gibi
Hüznün yüzlerdeki resmi gibi,
Gülmeyi unutmuş insanlar gibi,
Gözlerim yaşlı ama anne,kanadımda kırık bak,
Üstelik yaralı bir ceylanım bu kış ortasında.
Yaramıda saran yok üstelik.sen yoksun anne
Uçmak istiyorum anne,sana ulaşmak,
Sarılmak ,koklamak,
Gül kokulu kollarında uyumak,
Neden bıraktın dercesine beni,
Ağlamak,ağlamak,ağlamak.
YAZAN:MAVİBERE-33

(--O-O--)
----------oOOo-(_)-oOOo----------
BEKLEYİŞLERE YÜKLEMİŞSEN AŞKINI
VE ‘;YARIN’;I BEKLEYEREK
TÜKETİYORSAN ZAMANINI,
BEKLEME ......
Çünkü; O YARIN HİÇ GELMEZ.....!!!!!
----------------Oooo----------
oooO (...)
(.....) ) /
..( ( /
_)..

aşk mektubu
Kolaysa Gelde Sen Unut!
Özlemimden Geriye Ağlamaklı Bir Bulut!
Umutla Beklenen Sevildi Sadakatle
Canına Bağlı İnsan Emeği Döktü Meşakatle
Refakatle Beklenildi
Yokluğunla Tanışık Oldu Gecelerim
Adın Silindi Hafızamdan Yetim Kaldı Hecelerim
Bakışlarım Burukmuş Bir Tek Annem Fark Etmiş
Geçtiğımiz Yolları Bahar Bile Terk Etmiş
Ruhum Yenik Duşşede En Güzeli Sevmekmiş
Kordan Alevlerdeyim Yokluğun Cehennemmiş
Aşık Olmak Allahımdan Emirdi Amma Senin Allahın Nerde Orası Muamma!
Dumanla Karışık Zihnimin Satırları
Zamanla Alışık Gömer Aldatanları
Resimlerim Sende Kalsın Arada Sırada Bakarsın
Belki Sadece Gülümser Belkide Ağlarsın

Ne azap ne sitem bu yanlızlıktan
Suç bende aşılmaz duvar bendedir
Süslenmiş gemiler geçse açıktan
Sanırım gittiği diyar bendedir.
Yüküm var pazarlar bulamaz dirhem
Yaram var havanlar dövemez merhem
Ne çıkar bir yola düşmemiş gölgem
Yollar ki Allah'a çıkar bendedir.
Suç bende aşılmaz duvar bendedir
Süslenmiş gemiler geçse açıktan
Sanırım gittiği diyar bendedir.
Yüküm var pazarlar bulamaz dirhem
Yaram var havanlar dövemez merhem
Ne çıkar bir yola düşmemiş gölgem
Yollar ki Allah'a çıkar bendedir.
(DOLUNAY)

MERHABA CANIM.BEN ŞU AN SANA Bİ ŞİİRİMİ YAZMAK İSTİYORUM.UMARIM BEĞENİRSİN.
EKİNLERİN ÜZERİNDE ESEN RÜZGARDA SAVRULAN SAÇLARINI GÖRÜRDÜM. ZEYTİNİN DALINDA O SİYAH GÖZLERİNİ.. TOPRAKTA KOKUNU ALIRDIM. İÇİME ÇEKERDİM DOYASIYA TIPKI SEN GİBİ. ÇEŞMEDE AKAN SUYU İÇERDİM KANA KANA TIPKI SENİ İÇER GİBİ. YORGUN DÜŞTÜĞÜM GECELERDE SENİ HAYAL EDERDİM. BİR BAŞKAYDIN DAHA DA BİR BAŞKA OLUVERİRDİN GÖZÜMDE BİR BAŞKA DÜŞÜNÜRDÜM HERŞEYİ HERŞEYİN ÖTESİNDE SENİ.. (DOLUNAY) ![]() BEN SEVGİYİM
Beni bir mevsime benzetmek istersen eğer; Sonbaharım... Kimi zaman köşeden gülümseyen bir güneş olurum, Kimi zaman döne döne düşen bir yaprak. Kimi gün usul usul yağan bir yağmur olurum, Kimi gün deli deli savuran bir rüzgâr. BEN SONBAHARIM... Beni bir çiçeğe benzetmek istersen eğer; Çiğdemim... Sapsarı rengiyle içini ısıtan, Koparmak istersen ellerini kanatan, Erişemeyeceğin kadar derinde Korkacağın kadar narin. BEN CIGDEMIM... Beni bir renge benzetmek istersen eğer; Griyim... Ne beyaz kadar saf, berrak ve katkısız, Ne siyah kadar net, kasvetli ve asil, Tam ikisinin ortası. BEN GRIYIM... Beni bir kavrama benzetmek istersen eğer; Sevgiyim... Bir bebeğin gülüşü kadar içten, Güneşin doğuşu kadar sabit, Gecenin rengi kadar etkileyici, Yasam kadar gerçek. BEN SEVGIYIM... ![]() YANILMIŞIM
Soluklar akar, Ormanın şifa sunan nefesini, Gözlerken yeniden, Ufuklarda derya enginliğini, Bulurum sandım geçmişimi, YANILMIŞIM !!! Düşünürken aydınlıkta şimdi, Dalgaların kıyılarla bitmez kavgasını, İzliyorum günbatımında akşamı, Sahille barışan denizin şakasını, Yaşarım sandım gençliğimi, YANILMIŞIM !!! Yeşilin, mavi ve güneşle buluştuğu, Işıltıların raksında, Tarifsiz coşkunun kaynaştığı, Mehtabın yakamozlarında, Yeniden doğarım sandım, YANILMIŞIM !!! Kulaç atıp balık tuttuğum sularda, Sabah aydınlığıyla 15 metrelik dip akvaryumunda, Bin bir kokulu yasemin ve fesleğende, Zamanda geriye giderim sandım, YANILMIŞIM !!! Kürek çektiğim ceviz kabuğunda, Temizlikle özdeşleşen her berraklıkta, Yanık türkülerin sarmalandığı kordonda, Koşarken yosun kokulu kıyı şeridinde, Mutluluğu yeniden yudumlarım sandım, YANILMIŞIM !!! Güzel yine bunların hepsi, Fakat ısıtmıyor kış güneşi gibi, Şarkılardaki gibi özel, Özlem, sevdiklerinle yaşananların rengi, Ortak hatıralarmış meğer, YANILMIŞIM !!! ![]() Tanrıya Sitem
Kim ki cimri olur sıkar ise bahtını, Kim ki aşık olur sever ise tahtını, Kim ki alçak olur tutar ise şahsını, Yaraşmaz katına kul diye ya rab... Uzar gider gönül yolu, Sevgi derler huzur dolu, Hiç de belli olmaz sağı solu, Erkek yaraşmaz katına ya rab... Dır dır, zır zır hep onlarda, Hayali tadar dünyalarında, Mutluluk bir tek gül olsada, Kadınlar da zor ya rab... İnsan derler bizlere, İnsanlık neremizde. Kul diye katına, Varmak neyimize!.. Aşık mehmet yazdı bunu, Kati doğru başı sonu, Kimse üzerine alınmasın ama, İnsanlığın özü bu mu!.. Mehmet Şahade ![]() GEÇ KALMA
Seviyorsanız eğer ; Geç kalmayan sakın aşkınızı söylemeye telgraf çekin, telefon edin, mektup yazın... Uçaklara, trenlere tüm taşıtlara binin... Koşun, arayın, bulun, haber gönderin,birine anlatın... Duvara yazın, ağaçlara kazıyın... Yani deneyin bütün olanakları, hiç olmazsa; iki yaprak samanlı kağıda yazın... Ama sakin geç kalmayın ! AŞKINIZI SÖYLEMEYE ... SEVİYORUM HEMDE ÇOK... ![]() Sevilmeden Aşık Olmak
Sevilmeden aşık olmak çok ilginç Diyen sen değilmiydin,bu ne sevinç Yüzünden tebessüm eksik olmaz hiç Mevlam sonunu hayıra erdirsin Söyle bana nedir bu tatlı derdin Aşkın kör gözüne ışık mı verdin Diyelim mi sende murada erdin Mevlam sonunu hayıra erdirsin İkna olmuş belli, körpe duygular Demek ki son buldu, bütün kaygılar Artık yüreciğin aşkı algılar Mevlam sonunu hayıra erdirsin Kimdir kalbinden pes edip yenilen Terketti mi yoksa felek denilen Neyse güldün artık yok eğlenilen Mevlam sonunu hayıra erdirsin Sonunda dediğime geldin işte Kendinden bihaber gözlerin,düşte Tutuldun mu birine ilk görüşte Mevlam sonunu hayıra erdirsin ![]() ANTEPLİ'NİN AŞKI
Madem gönül taamdan girdin içeri Eşikte durma gel beri Ariş gibi sarsın kollarım seni Aşkı öretecem saa İlk defa bıldır gözgöze geldik Yamırda yaşda,sakomun altında Azmı dolaşdık senen Zaman galbimdeki aşkını södüremedi Umutlar malmilde aş gibi Madem gönül taamdan girdin içeri Eşikte durma gel beri Seni çok sevdim,gendini güzel sandın Edaları cilveleri birbirine gaddın Elem eller benim gibi sever sandın İşte garidin gene baa galdın Madem gönül taamdan girdin içeri Eşikte durma gel beri ![]() İhanet mi Cesaret mi
İhanet ölümden acı;Zaman bile tuz basamıyor ihanet illetinin üzerine dermanı yok anlayacağın... Önce ateşi düşüyor yüreğine yakıyor kül ediyor sonra buz tutuyor kalbin hiç bir ateş o buzları eritmeye yetmiyor iyiye dair ne varsa sürükleyip götürüyor peşi sıra önce güven duygunu yitiriyorsun Ardından gözlerindeki gülümseme yerini tarifi olmayan hüzünlere teslim ediyor ve hep aynı soru beynini tırmalıyor NEDEN ? diyorsun NEDEN bunu hak edecek ne yaptım ben? Boş ver zaten bu dünyada hiç kimse hak ettiğini yaşamıyor ... İhanetin;Kinle Nefretle öfkeyle beslendiğini unutma İhanete yenilme MARİFET; Sendeki haini unutabilmekte değil Haindeki seni geri getirebilmekte.... ![]() UÇURUM
Ben ve Sen Aramızda bir uçurum. Kıyılarında hasret, boşluğunda çiçek kokusu... Bir ucunda sen diğer ucunda ben, Sana ağlar gözlerim, seni göremeden, Sana çarpar yüreğim, seni her an özleyen... Bir kıyıda sen.. bir kıyıda ben.. Aramızda sonsuzluk var,seni benden esirgeyen. Ya sensiz acı çekmek, ya da sonsuzluktu Sensizlik ile ölüm arasında bir tercih yaptım, Sensiz yaşamaktansa, bedenimi boşluğa bıraktım... ![]() Bir sabah,
Zamanı durdurdun ... Ayrılığı ekledin sonbahara Mevsimin bütün bulutları, Gözlerimde birikti de Ben yağamadım bakışlarına... Söyle! Hangi güneş Baharı getirecek şimdi bana? Kadehimiz ayrılığa kalkmadı ki hiç Ben nasıl içebilirim yokluğuna... Belki, Zamansızdı sevgim En az gidişin kadar! Elde değil bu. Sen hiç eylülde sevip de Vakitsiz hüzünlere beyaz bayrak salladın mı? Bilemezsin sevdiğim... Nasıl da koyuyor adama güzün geri kalanı... Doğduğum gündeyim şimdi. Yoksun... Bir başıma içip, Kağıda gidişini karaladım... Hazanda sevmek akıl kârı değilmiş sevgili Anladım... ![]() Bir çift Yürek
Güller vardı, sevilesi, tapılası kadar hüzünlü ve güzel güller, Gözyaşları vardı, bir ırmağın sularıyla boy ölçüşen gözyaşları, Duygular vardı, taa derinlerde iç yakan, buram buram aşk kokan duygular, Yasaklar vardı, sevgiye, aşka dair her şey ama her şeyden uzak durulası yasaklar, Yaşamlar vardı, paylaşılmak istenen, yaşanılması imkansız yaşamlar, Yürekler vardı, aynı anda aynı ritimle şarkılar söyleyen, kahrolan yürekler, Gidişler vardı, hiç dönmeyecekmiş gibi yakıp, yıkıp dönmemek üzere gidişler, Dönüşler vardı, yokluğunda acıyla kavrulan yüreklere yağmur damlalarıyla teselli bulan dönüşler,İsyanlar vardı, neye, kime, kimlere edildiği bilinmeyen isyanlar, Gerçekler vardı, acı da olsa, hüzün de olsa bir çift yürek, Sevgiyle kenetlenmiş bir çift gerçek YÜREK ![]() BEYAZ GÜVERCİN
Süzülüp mavi göklerden yere doğru Omuzuma bir beyaz güvercin kondu Aldım elime, usul usul okşadım Sevdim, gençliğimi yeniden yaşadım Bembeyazdı tüyleri, öyle parlaktı Açsam ellerimi birden uçacaktı Eğildim kulağına; dur, gitme dedim Hâreli gözlerinden öpmek istedim Duydum; avuçlarımda sıcaklığını Duydum; benden yıllarca uzaklığını Çırpınan kalbini dinledim bir süre Ve uçmak istedim onunla göklere Ak güvercinin iri gözleri vardı Güzelliğinden fışkıran bir pınardı Soğuk sularından içtim, serinledim Çağlayan bir nehrin sesini dinledim Belki buydu sevmek hayat belki buydu Işıl ışıldım, gözlerim dopdoluydu Bir nağme yükseldi sevinçten ve hazdan Bir nağme yükseldi, güzelden beyazdan Uzattı sevgiyle pembe gagasını Birden öğrendim hayatın mânâsını Kaderde sevgiyi sende bulmak varmış Seninle bir çift güvercin olmak varmış ---------------------------- Beni bir mevsime benzetmek istersen eğer; Sonbaharım... Kimi zaman köşeden gülümseyen bir güneş olurum, Kimi zaman döne döne düşen bir yaprak. Kimi gün usul usul yağan bir yağmur olurum, Kimi gün deli deli savuran bir rüzgâr. BEN SONBAHARIM... Beni bir çiçeğe benzetmek istersen eğer; Çiğdemim... Sapsarı rengiyle içini ısıtan, Koparmak istersen ellerini kanatan, Erişemeyeceğin kadar derinde Korkacağın kadar narin. BEN CIGDEMIM... Beni bir renge benzetmek istersen eğer; Griyim... Ne beyaz kadar saf, berrak ve katkısız, Ne siyah kadar net, kasvetli ve asil, Tam ikisinin ortası. BEN GRIYIM... Beni bir kavrama benzetmek istersen eğer; Sevgiyim... Bir bebeğin gülüşü kadar içten, Güneşin doğuşu kadar sabit, Gecenin rengi kadar etkileyici, Yasam kadar gerçek. BEN SEVGIYIM... ![]() ANALAR AĞLAMASIN
Bir ana ağlıyor O ışıl ışıl parlayan masmavi gözler yok artık Yerini ağlamaktan kızarmış gözler almış O al al yanaklar sararıp solmuş Gülmüyor her zaman gülen yüz gülemiyor Yüreğinde büyük bir acı var nasıl gülsün ki zavallıcık Ağlama ana ne olur ağlama, Hatırlıyor musun ana beni askere gönderdiğin günü Gözlerinden iki damla yaş süzülmüştü Bana söz vermeni istemiştim Şehit olursam ağlamayacaktın hani Sözünde durmadın yine ana Ben canımı vatanım için seve seve feda ettim. Ben cennette mutluyum ana çünkü orada benim gibi binlerce şehit var Yanlız değilim orada Sende övünmelisin evladınla Sen bir şehit anasısın Sil gözyaşlarını ana akmasın onlar boşuna Sonra üzülürüm buralarda Bir bebek ağlıyor henüz 1 yaşında O daha minicik konuşmayı daha yeni öğreniyor Baba diyor o incecik sesiyle Koklayamıyor babası onu, baba demesini duyamıyor İçinde bir burukluk var minicik yavrunun Babasının öldüğünü bilmiyor, ama sanki hissediyor bunu Gözleri hep ağlamaklı bakıyor kapıya Her kapı çalındığında koşuyor minik bebek Minicik yüreği çarpıyor sevinçle Babam geldi diyor!!! Ama kapı açıldığında yüzündeki o mutluluk Yerini hüzne bırakıyor Minicik dudaklarını büküyor, bir köşeye oturup sessizce gözlerinden yaşlar boşalıyor Annesine sarılıyor , "Anneciğim babam nerede ,neden babam gelmiyor ?"diyor Yıllar geçiyor sonra minik bebek büyüyor Koskocaman bir delikanlı oluyor O da babası gibi askere gidiyor Göğsünü gere gere mertçe Ben vatanım için canımı seve seve feda ederim diyor . Yine bir ana ağlıyor, korkuyor oğlunu kaybetmekten Tıpkı kocasını kaybettiği gibi Anneciğim ben bir askerim diyor "Hakkını helal et anacığım !!" bu onun son sözü oluyor Derken bir acı haber geliyor Dünün minicik bebeği babası gibi şehit olmuş Kahpe bir kurşun sonucunda hayatını kaybediyor Dağ gibi delikanlı bir kağıt gibi yıkılıyor kahpe kurşun karşısında Ey Apo binlerce yürek yaktın, Binlerce yavruyu babasız bıraktın Binlerce anayı ağlattın Artık senin de sonun geldi Bunların cezasını teker teker çekeceksin Ey vicdansız Apo Sana ne ceza verilse azdır Sen bu ağlattığın insanların gözyaşlarında boğulacaksın Sana öbür dünyada bile yer yok Neden bu savaşlar, neden bu gözyaşı Barış, sevgi ve dostluk varken Bu kavga niye ? Bitsin artık bu kalleşlik, bu pislik Bitsin artık gözyaşı ANALAR AĞLAMASIN .. ![]() Adını Soramadım
Gönlünün güzelliği vurmuş yüzüne Bakmaya doyamadım daldım seyrine. Adını bilemeden düştüm derdine, Uzaktan gönül verdim oldum divane. Aklıma gelirmiydi,geldi başıma Kaderim yazarmıydı alın yazıma, Bir güzel vuruyordu şu sol yanıma, Adını soramadım gider zoruma. Gözleri kahverengi,kaşı hilaldı, Karaydı zülüfleri,teni beyazdı, Cemali gönlü gibi beni dağladı. Uzaktan gönül verdim sevdim olmadı. ![]() BİRAZ DURMALISINIZ
O telaşla bırakın paris yolunda, Ilık rüzgârlarla taramayı saçlarımızı Sevdiğimizle doyasıya sohbet bile edemedik biz Gözümüz saatte söyleştik hep ********************** Yarışır gibi çalışltık Hep yetişecek bir yerler vardı Aranacak adamlar yapılacak işler Bir sonraki günün telaşı, bir öncekinin terine bulaştı, **************************** Başkalarının hayatı bizimkini aştı, Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine, Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu, Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini, Hababam erteledik. ************************ 20'li yaşlardayken 30'lara kurduk saatin alarmını, 30'larımızda 40'lara belki sonra 50'lere, Lâkin öyle karmaşık kurgulanmış ki hayat, Kuşlukta uyanma fırsatı sunduğunda size, Artık uyku girmez oluyor gözlerinize. *************************** Özenle sakladığımız bir sarı lira gibi ömrümüz, Vakit gelip de sandıktan çıkardığımızda, Bir de bakıyorsunuz ki tedavülden kalkmış. ![]() ![]() Sen varya sen
Tıpkı sigaram gibisin Külü saçların Ateşi gözlerin Dumanı hayalin, Aramızda bir fark var; Sigaramı ben yakarım Benide sen ! |